Translate

30 Ocak 2014 Perşembe

SANA BAKMAK ALLAH 'A İNANMAKTIR !!!

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır

SENDEN VAZGEÇTİM !!!

Neden vazgeçtim biliyor musun?
Çünkü bir ilişkinin yükünü tek başıma taşıyacak gücüm kalmadı. Vazgeçtım çünkü; olmayacak duaya amin diyoruz ve bu beni çok yordu. Olmuyordu işte... Yalnızca benim sevgim yetmiyordu...
 Senden neden vazgeçtim biliyor musun?
Seninleyken bile sensiz olmaya o kadar alıştırmışsın ki beni, seni sevmek için sana ihtiyacım olmadığını anladım. Hiç farketmeden zamanla uzaklaşmışım senden.
Vazgeçtim çünkü; seni sevmek artık gelmiyor içimden...
 

29 Ocak 2014 Çarşamba

RUHUM HÜSRAN...

Adına aşk diye yandıklarım var benim.Aşk diye yakardıklarım...umutlarım,rüyalarım..Şimdi hepsi yerle yeksan.sen şimdi yabancı bir kokunun esirinde,ellerin yabancı bir tenin keşfinde benimse ruhum hüsran..

SENİ ÖZLEDİM !!!

Sesini özledim.
Kokunu,
Saçlarını...
Uzun uzun gözlerine bakmayı, tam bir şeyler söyleyecekken susup yutkunmayı, öpmeyi seni, sarılmayı sana...
Sadece seni... Özledim...
Bilmiyorum uyuyabiliyor musun, üzgün müsün sen de ya da özlüyor musun...
Her gece elini telefona götürüp vaz geçiyor musun, aramamı bekliyor musun?
Sen de benim gibi elinde telefonla uyuyor musun?
 

İŞTE BU YÜZDEN...

Keşke yalnızca mutluluktan ağlasaydık…
Hiç bitmeyecek sandığın mutluluklar bittiğinde, hiç gitmeyecek sandıkarın gittiğinde, aslında en çok da deli gibi sevdiğin insanın koca bir yalandan ibaret olduğunu anladığında dökülür gözyaşın…
İşte bu yüzden;
Bazen seni ağlatan şey yalnızlığın değil,
Kendini aptal gibi hissetmene neden olan yanılgıların olur…
 

27 Ocak 2014 Pazartesi

DUYDUM Kİ BİZİ BIRAKMAYA AZMEDİYORSUN ETME !!!


Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar,başka bir dosta meylediyorsun, ETME.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay,felek harab olmuş,altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme

Mevlana Celaleddin Rumi

24 Ocak 2014 Cuma

ŞİMDİ SAAT YOKLUĞUNUN BELASI !!!

Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!.
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben...
Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun..
Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken şikayetim olsun!

SOYTARILIK ETMEDEN GÜLDÜREBİLMEK SENİ !!!

Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be.. bu son olsun!
Buda benim sana
Ayrılırken muazeretim olsun!

YUSUF HAYAOĞLU..

EŞKİYA DÜNYA !!!

Kaçagım...eşkiya aşklar yaşarım durmadan...Kaşla göz dagla uçurum arası...
Konar göçerim.Sürgünlügümü yurtlamaz yerleşik sevdalar...Sıgsın isterler defnelerim küçücük saksılarına.Yetmez dag başlarının teslimiyeti istenir.Ya katlim Ya ihanetim.....
Bilmezler bir başka bir yol oldugunu
Yani ben eşkiya.Her yanı pusu
Gözlerimde ki dumanlı daglara sevdam
Zülfümde gölgeye sıgınmam bundardır....
O zaman keyif çatarim silah diye sevdagının doruguna.Buzullar erir nehirler yatak değistirir.Sevdalarımı ışıklarında yıkarlar.Sonrada yürekleri seslerinde gürül gürül akarlar.Çıplak suretleri dağ başlarını resmeder.O zaman iklim degişir güz olur
Yüregimden gayrısına sır vermedıgım dogrudur.Kaçaklık bu hadi gel şahrudum
Daglara gölge verelim...Gögüsüm tahtasının altı ol.Yoksa vuracak beni hasretin bir tenhada.Yakışırmı bir kaçağa
Ecel eliyle ölmek......

SEN YİNE PARMAK UÇLARINDA ÜŞÜYORSUN !!!

biliyorum sen yine parmak uçlarında üşüyorsun.
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat,
ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,
ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun...
sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta
ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda...
apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel!
bütün parmakların tıkır tıkır işliyor.
iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk...
geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda
delice bir yangın parmaklarının buzulunda
ah Seyduna her yerimiz nasılda şaşırıp kalmaya istekli..!

22 Ocak 2014 Çarşamba

SENİ SANA ANLATMANIN YOLU YOKTU !!!

seni sana anlatmanın bir yolu yoktu aslında.İmkansızı sever mi insan seviyordu işte..Esen her rüzgar getirir mi tanıdık o kokuyu ve her şarkı anlatır mı her zerresini anlatıyordu işte...Ruhum yanıyordu her saniye bunu anlatmanın yolu var mıydı ? söyle bana hangi dilde hangi elde ya da hangi tende geçerdi bu sancı !!!

SENİ ÇOK ÖZLEDİM !!!

Hayatım boyunca yaptığım en güzel şey seni sevmek oldu. Sanırım başarabildiğim tek şey de buydu... Yoksa bu kadar acıyı boşuboşuna çekiyor olamam. Bu gözyaşları seni sevmeyi başardığımın kanıtıdır...

Ben seni bütün insanlığa yetecek bir sevgiyle sevdim. Koca bir insanlığı kucaklar gibi sarıldım sana, öyle bağlandım.
Şu an öyle tuhaf hisler içindeyim ki anlatamam. Bir şey söylesen kırılacağım, dokunsan ağlarım.
Seni çok özledim...
 

21 Ocak 2014 Salı

UÇURUMUN KENARINDAYIM HIZIR !!!

Uçurumun kenarındayım Hızır
Cihan hazır,Divan hazır
Ferman hazır,Kurban hazır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zülme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez,Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz degil,Maraz degil
Gülce bir afet
Peri degil,Huri degil.
Gülce bir beyaz zehir
Gülce en vahim haz
Buram buram zehir
Yâr gözünde infaz 
                                                                                                        Bir gamzelik rüzgar yetecek
                                                                                                        Ha itti beni, ha itecek

20 Ocak 2014 Pazartesi

VE BEN GÖZÜMÜ DAHİ KIRPMADAN SEVDİM SENİ !!!

Seninle birlikteyken yaşadığım o en güzel anılar, senden sonra ızdıraptan başka bir şey vermedi bana.Meğer ne çok sevmişim seni... 
Aslında o kadar da mutsuz bir ilişkimiz yoktu. Çok mutlu olduğumuz zamanlarımız da oldu bizim, huzurla uyuduğumuz gecelerimiz de... Ne çok hayallerimiz vardı oysa... Gideceğimiz onca yer, izleyeceğimiz onca film, dinleyeceğimiz onca şarkı... Birlikte yapabileceğimiz çok şey vardı bizim. En güzeli de küçük bir kız çocuğunun anne babası olmak... Ne kadar da masum ve ne kadar da birbirimize daha sıkı sarılmamız için güzel bir neden öyle değil m?
Ama olmadı...Yaşadığımız onca şeyin koca bir zaman kaybından ibaret olması ne acı...Bir gün biteceğini biliyordum...Seni severken kota koyamıyordum yüreğime, çünkü sana olan sevgimin bir sınırı yoktu. Bir gün içimdeki çocuğun elini bırakıp gideceğini ve onu yalnızlığa terkedeceğini biliyordum. Buna rağmen seni yine de sevmek bile bile intihar etmek demekti.
Ve ben gözümü bile kırpmadan sevdim seni!!!

17 Ocak 2014 Cuma

BUNU OKUYAN KİŞİ !!!!

Bunu okuyan kişi:
Seni tanımıyorum. Şuan kiminle nerede ne yapıyorsun bilmiyorum. Ama tek bildiğim: bu dünyada yaşayan diğer herkes gibi canını sıkan bazı şeyler olduğu.
BİRİNCİSİ; yaşadığın şey her neyse o şeyin geçeceğini unutma. İlerde... baktığında ben bunu mu kafaya takmışım dediğin şeyleri şuan dert edemezsin sen bu değilsin.
İKİNCİSİ; Her zaman değerli olduğunu bil. Kimse seni üzemez sen üzülmeye layık biri değilsin.
Son olarak da şunu unutma
Sen neler atlatmadın ki ? Şimdi çok saçma gelmiyor mu ? Bu da geçicek ve buna da güleceksin yeter ki sen üzülme…

PEKİ !!!

 
 
 
" Peki " demek ;
üzüldüm ama
belli etmek istemiyorum demek.
gitme ama bunu söyleyemiyor dilim demek.
anla demek..
sev demek.…...
bil istedim demek…

ANLARSIN !!!

Bir gece bize gel
Merdivenler gıcırdamasın,
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım...
Kimse duymasın.
Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız
Dokunarak uçalım.
İnsanlardan buz gibi soğudum,
İşte yalnız sen vardın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.

AŞK GÜZEL ŞEY :)

 



“ Ve diyeceğim o ki ;
Aşk güzel şey.
Vaktinde,
Ve doğru insanla geldiği sürece! ”

ŞİMDİ !!!

“ Şimdi, diyorum ;
Şimdi.
Bir deniz, deniz de vapur
Gökyüzü'nde martı
Semaver de çay olmalı.
Bir de çaya yâren. . .”

13 Ocak 2014 Pazartesi

VE HAYAT !!!


Sonunda hayat bize gidenlerin niçin dönmediğiyle değil, neden gittiğiyle ilgilenmemiz gerektiğini öğretir. Belki kader bir gün karşınıza teninize dokunmadan ruhunuzu okşayabilen birini çıkarır. Dilerim çıkarır.

SENİ UNUTMANIN BİR YOLU VAR MI ?

Seni unutmanın bir yolu var mı?
Neyle uğraşsam bir yolunu bulamıyorum, hangi yolu denesem ucu sana çıkıyor. Farklı şeyler düşünmeye çalışıyorum, olmuyor... Bir türlü unutamıyorum, bin türlü geliyorsun aklıma. Biz savaşmaktan birbirimizi anlamaya zaman ayıramadık. Neden olduğunu anlamadığımız bir savaştı bu aşk. Ben yenildim, sen kazandın... 
Gurur duy kendinle...
Kaç asır daha gelmeyeceksin, kaç ömür daha seni bekleyeceğim? 
Söylesene, memnun musun bittiğine? Her şey yolunda mı, unutmaya başladın mı?
Öyle bir şey yaşattın ki bana; ne öldüğümü bildim, ne de yaşadığımı...





SEN ORDAN BİR CANIM DERSİN...

'' Sen ordan bi canım dersin ; benim kalbim kaburgamın altına sığmaz burda.''
Can Yücel

SENDEN YAREN OLMAZ !!!


Bir gönlü mü kırdın; ağlamalısın. Hele özür dilemesini bilmiyorsan; senden dost olmaz.. Senden yâren olmaz.. Ya incittiğin, kırdığın gönlü ALLAH seviyorsa, Rasulullah (s.a.v) seviyorsa, hatta arz-ü sema dahi seviyorsa! Nerden bileceksin, bilmiyorsun.
Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan..

Hz.Mevlana

SUSKUN DEĞİLİM !!!







“Suskun değilim...

Konuşarak hiçbir yere varamadığım insanları düşündükçe
sessiz kalmayı tercih ediyorum,anlamıyorlar.”

9 Ocak 2014 Perşembe

GURUR YAPMA !!!

Her şey anlamsız geldiğinde, hayata tutunacak gücün kalmadığında ve her şeyin bittiğini hissettiğinde beni düşün...
Her ne olursa olsun yanında olacağımı bil. Beni kırmış olsan da, düzeltebileceğimiz bir şeyler kalmamış olsa da beni hatırla...
Çünkü ne olursa olsun, ne yaşamış olursak olalım, nasıl ayrılmışsak ayrılalım her şekilde yanında olacağım. Ilk günün heyecanı ve mutluluğuyla sarılırım acılarına.
Gurur yapma,
Saçma sapan şeyler düşünme,
Ne zaman ihtiyacın olursa ara, lütfen çekinme...


SENİN KALBİN YOK Kİ !!!

Gecenin bi yarısı içinde bir acıyla uyanmak ne demek biliyor musun? Ya da istediğin an dokunacbilecek kadar yakınken deli gibi özlemeye mahkum olmanın nasıl bir şey olduğunu anlayabilir misin? Burnunun direği sızlarken ağlayamamak ne demek bilir misin?
Senin bir kalbin yok ki, nereden bileceksin...
Aslında içime attığım şeyleri söyleseydim sana, hiç korkmadan söyleyebilseydim her şeye rağmen seni sevdiğimi; belki o zaman anlayabilirdin içimden geçenleri.
Ya da boşver, bilme en iyisi...


BUNLAR SANA DİYEMEDİKLERİM.LÜTFEN OKU !!!

Bunlar sana diyemediklerim, lütfen oku...
Seni sevmeye ne gücüm kaldı ne de beklemeye tahammülüm. Ister hakkını helal et, istersen haram; artık her şey kabulüm.
Elbette her anı dolu dolu bir aşk değildi yaşadığımız. Seviştiğimiz de oldu, küstüğümüz de. Bu sevda çok derin yaralar açtı bende, derin izler bıraktı. Tam mutlu oldum dedigimde kırıldı umudum, hevesim kursağımda kaldı. Önce senden, sonra da kentinden taşınıyorum...
Bu koca şehri ve bu şehirde yaşanabilecek en güzel aşkları sana bırakıyorum.
Elveda...


İÇİMDE OLUP BİTENLERDEN HABERİN VAR MI SENİN ?


Içimde olup bitenlerden haberin var mı senin?
Nasıl özlendiğini bilemezsin... Bunun beni nasıl kırdığı, yokluğunun nasıl acıttığı hakkında en ufak bir fikrin bile olmadığına eminim. Çünkü çok sevdim seni...
Şuan şefkatine en muhtaç olduğum an. Dahası yok bunun, sonrası yok... Tam da şu an yanımda olmana ihtiyacım var. Bir sarılsan her şey bitecek sanki, bütün acılar son bulacak... Hiç olmazsa bir sesini duymak bile iyi gelecek. Sana sarılmaya, omuz çukuruna saklanıp kokunu hissederek uyumaya ihtiyacım var.
Senin her bir saç telini öpmeden uyumak gelmiyor içimden.
Kimsenin böyle sevmesi mümkün değil seni, gel istersen...


BİLE BİLE ACI ÇEKİYORUM !!!

Onun için çarpan şu kalbimi durdur Allah'ım, canımı al! Ne yapsam olmuyor, ne yapsam çaresizim... Unutmak istedikçe daha da hatırlatıyor hatıralar, buna engel olamıyorum. Güzel olan bütün duygularımı kaybettiğimi hissediyorum, içimde toplu ölümler var.
Yastayım...
Şu saatten sonra seni özleyerek bile kendime haksızlık yaptığımı da biliyorum.
Bile bile acı çekiyorum ama buna engel olamıyorum...



SIZI !!!

Kokusuzluğunun sancısıyla sızlarken burnumun direği actım gözlerimi sabaha.Bu nasıl bir ruh yangını cehennemi hafifleten.Yoruldu kalbim sensizlikten,ıssızlıktan...Ellerinin sıcağı kayıp ve gözlerimin feri yol göstermiyor nicedir sol yanımda ki öksüze...Şimdi sensizliğin ertesinde uyansam ne çağre.. 

8 Ocak 2014 Çarşamba

EVVELİM !!!

Ey suretine tebessümle nişan eylediğim.
Canan eyle yol bulsun bi çare arzu halim.
Ezberimsin. Evvelim, ezelim ve edebimsin.
Sebebim,nefesim ve ahirimsin.
Sen çaresizliğin ayak ucunda demlenen,
yüreğime armağan edilen sonsuzluk hediyesi...
Sen göğsümde taşıdığım eşsiz paye...
Sen benim acıya dayanma gücüm,
Sen benim yüreğime işlenmiş SABRIMSIN..
Dua ile başladım ben bu aşka ve hep hamd ettim.
Senden bir Amin gelmese de pişman değilim.
Çünkü ben Allah(c.c) için sevdim...!!!!


NEFESİM !!!

"ne zaman belirsen aklıma benim
alnımda bir çocuk terler
içimde sinsi bir duvara yığınır
sevabına aşk tutar, nefesine gerilirim
hani nefesin, dünyaya gelmektir
terimi silmektir toprağa
saçlarını ipek bilip
kalbime hırka örmektir"


KÖKSÜZ KRİZANTEMLER !!!

Rüya gören bir serçenin ürkek kanadından bir tüy girdi pencereden göğsüme. Gölgen düşmüştü belki de beraber yürüdüğümüz sokaklardan birine. Şafak sarısı bi özlemek çürütüyorken ruhumu, sesin değdi ellerime tarihi bilinmeyen zamanların iniltisiyle.

Kaç yağmur gerek kaldırımlardan gülümsemeni silmeye, kaç sigara daha sönmeli ruhumun iliklerinde, kaç gün var dirilmemecesine ölmeye.

Bilmiyorum.

Köksüz krizantemler geceyi aydınlattığında seni işaret eden bütün kelimelerin dilini kesiyorum.



VE KİŞİ...

"Hiç düşündün mü Yakup (a.s) neden Yusuf (a.s) ile imtihan edilmişti? Çünkü Yakup (a.s) en çok Yusuf'u (a.s) sevmişti ve kişi daima en çok sevdiği ile imtihan edilirdi.."

Mevlânâ Celaleddin Rûmi


BU ÜÇ ŞEYİ TAŞIYOR MUSUNUZ ?

“İçinizde bu 3 şeyi taşıyorsanız, hayat güzeldir...”

-Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi
toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.

Bu İNANÇ'tır....

-Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşübileceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.

Bu GÜVEN'dir.

-Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.

Bu ÜMİT'tir.

“Ve bu üçü varsa içinizde; hayat gerçekten güzeldir...”


MEFTUNUM SANA !!!

Cemalini süzdüm kırık aynalardan yinede güzeldin..
Sana meftun sana müştak düş yorgunu asude yüreğim..
Ve sen, sen yüreğimin miftahı ;
Sana susuyorum günden güne,

Sana susuyorum ötesi yok işte...


HERKES YOĞUN,YORGUN VE TEK BAŞINA...


Kış gecelerinde masallar anlatılırdı..
Merdiven çıkılır,aidat ödenmez,yönetici seçilmezdi..
Evler badanalı,sokaklar lambasız,mahalleler bekçili olurdu..
Çizgi roman okunur,defter kenarlarına süs yapılırdı..
Hayat arkası yarın gibiydi,kesint...isizdi.
Her gün yaşanacak bir şey vardı..
Herkes kendi düşünü kurar,kendi oyununu oynardı..

ŞİMDİ..
Herkes yoğun,yorgun ve tek başına..

KADINI ANLAMANIN SIRRI !!!


Kadınları mutlu etmek zor değildir aslında, yeter ki samimi olun onlara.
Çiçek almayı unuttum değil; param yoktu deyin mesela.
Patron mesaiye bıraktı değil, arkadaşlarla çıkacağız deyin onlara.
Arkadaşlarınızla çıkmanıza kızıp, dudak düşürü...
yorlarsa da; sizle daha çok vakit geçirmek içindir o tafralar da.
Yoksa turşunuzu kurmayacaklar;emin olun hiç bir zaman asla.
Aldığınız çiçekler değildir onları mutlu eden, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi ellerine bırakıvermenizdir; yüzlerindeki çocukça tebessümü ettiren.
Ve kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları güldüren.
Bu yüzden vazgeçemez kadınlar çiçeklerden, o çiçekleri kalbinize benzettiklerinden.
Yoksa çiçek çokta önemli değildir, zira ben hiç görmedim kadınlardan çiçek yiyen.
Sahiplenilmeyi sever kadınlar; “kendi ayakları üstünde durma felsefeleri” güçlü görünme kaygısından.
Hesap sorar gibi değil, tebessümle “nerdeydin” dediğiniz zaman; size tüm günü anlatıverirler o an.
Ama sıkıldığınızı belli etmeyin; otobüste bi kaç durak ayakta gittikten sonra, biraz oturup tekrar yaşlı teyzeye yer vermek zorunda kaldığını da anlattığı zaman.
Dinlenilmeyi sever kadınlar; düşüncelerine değer verildiğinde eşsiz bir huzura kavuşurlar.
Düşüncelerine değer verdiğiniz an, yine karlı çıkan siz olursunuz o zaman, sizi yere göğe sığdıramazlar; o kadar büyürtürler ki taşırırlar sizi odalardan sokaktan.
Çocuktur aslında bütün kadınlar; bu yüzdendir nazlanmalar; elinde değildir ki; hala içindedir elinde pamuk şekeri saçında kurdelayla koşturan küçük kızlar.
Ve annedir bütün kadınlar; bu yüzden her zaman sizden bir adım ötede yaşarlar; çünkü geleceğinizi onlar kurarlar.


ZÜLEYHANIN YUSUF'UNA MEKTUBU

Züleyha Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca;

"Yusuf..." diye başladı.
Durdu.
......
"Yusuf..." diye bitirdi
Gördü ki hitaptan öteye geçemedi
Anladı ki aşkın namesinde sernameden öte kelam yok

Ve Züleyha'nın lugatında Yusuf'tan öte sözcük yok...!

Nazan Bekiroğlu


7 Ocak 2014 Salı

SENİ ÖMRÜM GİBİ SEVİYORUM...

Seni seviyorum!
Her sabah yeni bir güne uyanıp, tekrar ve tekrar içimde aşkına tanıklık ediyorum.
Seni her gece ve sabah yeniden seviyorum, eskimesin diye...

Kaç kalbe eşlik etmiş olsam da bu güne kadar, hiç birinde böyle çarpmamıştı yüreğim.
O yüzden göğsümü gere gere söylüyorum: Seni seviyorum !
Ne zaman yağmur yağsa, ne zaman güneş açsa, ne zaman bir şarkı sözleri duysam, ne zaman rüya görsem seni hatırlıyorum. 
Her nefes alışımda, seni sevdiğime kendimi şahit gösteriyorum.
Seni bütün zamanların ötesinde seviyorum.
Şimdi ve bundan sonra hangi yaşama geçse ruhum, orada da sevmeye devam edecek biliyorum.
Biz hiç tanışmamışız da, zaten severek doğmuşuz gibi hissediyorum.
Senden öncesine dair anılarım ne oldu ? Farkında değilim !
Senle tamamlıyorum kendimi, senle çoğalıyorum.
Nerede olursan ol, seni hissediyorum.
Parmağın kesilse, benim burada canım acıyor. Sana dokunmadan, hiç görmeden bile hislerini anlıyorum.
Hangi yemeği yesem, sever misin diye düşünüyorum.
Boğazıma diziliyor lokmalar, hep yarısını sana ayırmak istiyorum.
Seni sevmek, yaşamın hala umut dolu olduğunu hatırlatıyor bana.
İnançlarıma, inadıma, düşlerime sana olan sevgimle sahip çıkıyorum.
Bir mucize gibi, bir rüya gibi, sadık bir dost gibi hep hayatımda kalmanı diliyorum.
Ben seni sen olduğun için seviyorum.
Seni severek kendimi tamamlıyorum.
Bu uzun yaşam yolculuğunda hep yanında olmayı istiyorum.
İyi ve kötü ne varsa yaşanacak, baştan kabul ediyorum.
Seni severek daha çok inanıyorum aşka.
Ne günah işlemişsem, hepsinin bedelini sende ödemeye razı oluyorum. 

Ben seni ömrüm gibi seviyorum…

HAYATIN SIRRI :)


1- Ufak şeyleri dert etmeyin.
2- Erkenden kalkmaya alışın.
3- Hayatı olduğu gibi kabul edin.
4- Tenkit etme isteğinizi bastırın.
5- Bırakın ara sıra canınız sıkılsın.
6- Rastgele iyilikler yapmaya çalışın....
7- Başkalarını suçlamayı artık bırakın.
8- Herşeye hâkim olmaya çalışmayın.
9- Her an bir şeyler öğrenmeye açık olun.
10-İnsanların gözlerine bakın ve gülümseyin.
11-Bırakın, çoğu zaman başkaları haklı olsun.
12-Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın.
13-Her gün biraz vaktinizi, minnettarlık için harcayın.
14-Hizmeti, hayatın değişmez bir parçası haline getirin.
15-Sevgi kapasitenizi geliştirip, hayatınızı sevgi ile doldurun.
16-Gerçeği olduğu gibi kabul edin, çünkü hayat adil değildir.


ÖZLEMEK NEDEN BU KADAR YORAR İNSANI...

Sessizliğini dinledim uzun bir süre. Düşündüm taşındım çözümünü bulamadım. Özlemek neden bu kadar yorar insanı? “Özlem” isminin eyleme dönüşme çabasından mı? “Düş” ün, “düşünmek” kadar büyümek özentisinden mi beynimin içindeki tüm hayallerin çocukluktan vazgeçip başımın etini yemesi? Ne zaman lafın bir ucu sana çıksa sonuna gelemeden heba oluyor gülümseyişlerim. 


RÜZGARIN NEFESİ

Sesim yetişmedi sana, sustum. Hayatıma bir seni ekledim. Sen yokluğunla çoğalırken günlerimde, ben beceriksizce sana yürüdüm. Sesim yetişmedi sana.

Ben sana yenilmek için sevdim seni. Hayallerime yakıştığın için sevdim. Ama artık gitme vakti. Duymadığın sesimi sana emanet ederek, acılarıma yokluğunu ekleyerek ve nereye gidersem gideyim seninle kalarak gitme vakti... duam olup kalacaksın… sevdikçe, çoğalacaksın yokluğunla içimde.

Kızma bana sitemkâr yazıyorum diye... küskünlüğüm inan sana değil. Söz dinletemiyorum duygularıma, yüreğime. Saatler seni sen geçmiyor. Selamını getirmiyor rüzgarın nefesi. Yollar yolumu sana bağlamıyor. Sen bırakma beni.



GECE İNMİŞKEN AYAK PARMAKLARINA KADAR...

“Ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında. Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde ki ben en çok onları duydum. Gittin mi adamakıllı gideceksin. Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. Demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. Büyük git gideceksen uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git. Telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. Şiirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı.
Gece inmişken ayak parmaklarına kadar, yahut gün doğarken… Yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın... Gitmenin hakkını vereceksin.

Ayrılık gurur duymalı seninle. Gidensen, sözün ayaklarına geçiyorsa, ayakların yakınımdan geçmeyecek! Ayrılığı seçtin mi büyük olacak ayrılık! Ayrılığı seçtin mi?...


İÇİMDEKİ SENİ SUS,İÇİNDE Kİ BENİ DUY !!!

Yavaşça ayağa kalktı. Gidiyordu işte. Ardı yapacaktı beni. Sildim göz yaşımı kalktım ayağa. Her soruyu anlama çeviren gözleriyle sustu. Bana acıyarak bakıyordu. Noktası çalınmış cümle sonum durdu öylece. "Sana birbirinden güzel yalnızlıklar biriktirdim." der gibiydi. Dudakları kıpırdadı, inler gibi, "çok çocuk kaldın aşka, kendi gölgesine basmaktan korkan..." diyebildi sadece.

İşte gidiyordu. Bir daha hiç dönmeyecekti. Bir daha hiç olmayacaktı. Sadece bir "gitme" çıkabildi dudaklarımdan. Yüzüme baktı ve "artık sözlerin merheme yara olmaya başlamışsa, içimdeki seni sus, içindeki beni duy." dedi ve sırtındaki ceketimi bankın üzerine bırakarak yürümeye başladı. Son sözleri bunlar olmamalıydı! Arkasından "beni hiç almadığın hayatından böyle ucuz kovamazsın!" diye bağırdım. Geriye döndü ve "davet edilmediğin yerden kovulmazsın." dedi. Son sözüydü. Gitti...



SİZ HİÇ BAŞKASINI ÖLDÜREREK İNTİHAR ETTİNİZ Mİ !!!

siz hiç başkasını öldürerek intihar ettiniz mi?hemen yarın birini sevin; çok sevin.
onu canınızın öbür tarafı yapın.
mesela, sevdiğiniz geceye ağladığında karanlık üstünüze yapışacak olsun ıslak ıslak.
iki kişilik doyun acıktığınızda...
ve bir zaman sonra içinizdeki "o",
size acı vermeye başlasın ve ne zaman
onu içinizden söküp atmak için
bir hamle yapsanız, kendinizi parçalıyormuş gibi olun.daha sonra yenilin ve canınızın öbür yarısı olan bu varlığı, içinizde öldürmeye karar verin.
şunu da sakın unutmayın,
onu öldürmek kendinizi de öldürmeniz demektir.
insanın kendisini öldürmesine intihar diyorlar.
ama siz bunu, o'nu öldürmek adına yapın ve
"seni intihar ettim" diye haykırın...o zaman hem katil, hem ceset, hem de şair olur,"seni içimden terk ediyorum" adlı bir kitap yazarsınız.


BENİ SUSARKEN BÖLME !!!

Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense.
Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı... olamayacağı.
İlk ışıktan sağa dönüyorum hep.
Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
Şekil değiştirmişiz biz.
Ben giderken, sen gelirken değişen ne varsa bilmediğim; karşılaştığımızda bir şamar gibi inecek yüzüme sanırım.
O yüzden kaçıyorum karşılaşmalardan.
Korkmak değil bu.
Korkudan korkmak benimkisi...
ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan..



BENİMLE ''HİÇ'' OLUR MUSUN ?


Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını…
Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek ağlamanın gardiyanı gibi sanki.Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum.Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun.İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye.Anlıyor musun? Gel "biz" olalım demek kolay.Benimle hiç olur musun?




BEN BİR ÇOCUKLUK EDİP BÜYÜDÜM İŞTE SEVGİLİM !!!

Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim.
Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile.
Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin.
Bana, bir veba busesi bırakıp gittin; bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebası sende, busesi bende kaldı. Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum… Ama alışacaksın biliyorum.